Dün sözde babalar günüydü. Kim bilir kaç baba evladından bir tebessüm bekledi, kim bilir kaç baba evladım gelir diye yol gözledi. Kim bilir kaç çocuk ‘’keşke benimde babam olsaydı.’’ Yada ‘’Anne! Babam nerede ne zaman gelecek.’’ Dedi. Baba ve evlat arasındaki sorunun temeli şu aslında; Ya baba evladına bir babalık yapmamıştır, yada evlat hayırsızdır. Sonuç ne olursa olsun, baba ile evlat, etle tırnak gibidir. Belki düşünceleri farklıdır, belki de birbirlerini anlamıyorlardır ama hiç kimse unutmasınki Allah 1 baba 1’dir. Belki birkaç tane evladınız vardır fakat babanız tek bir tanedir.

 

Bu köşe yazımda baba evlat arasındaki ilişkiden yola çıkarak, devlet baba ile bizler arasındaki bağı sizlere anlatacağım. Soruyorum size hangi baba 37 Bin TL maaş alırken evladının 800 TL maaş ile çalışmasını ister? Galiba devlet baba dediniz. Soruyorum sizlere hangi baba son model Mercedes’le gezerken, evladının durakta halk otobüsü beklemesine gönlü razı olur? Galiba yine devlet baba dediniz. Tabiki de ülkedeki herkese 37 Bin TL maaş veremeyiz yada herkesin altına son model bir Mercedes çekemeyiz ama bunun ortasını bulabiliriz. Değilse ya evlat babayı kötü bilir yada baba evladı.

 

İşin kötü tarafı şu ki; Çocuklar babaları örnek alır, bir baba ne yaparsa çocukta onu yapmaya kalkar. Yani ön tekerler nereye giderse arka tekerlekte oraya gider. Onun içinse devlet baba çocuklarına güzel örnek olsa, onların başını okşasa, çocuklarda devlet babanın elini öpmez mi? Kısacası toplumdaki sorunu çözebilmeniz için olaya sen, ben, o diye bakmak yanlış olur çünkü iyi bir baba evlatlarını ayrı gayrı tutmaz onlara eşit mesafede davranır. Aksi halde iyi bir baba olamaz. Unutmayalım ki hayat müşterektir, bugün babanız size bakar, yarında siz ona bakacaksınız, bakacaksınız ki adalet yerini bulsun.

 

Fakat içinde yaşadığımız 20. Yüzyılda adı baba olan sözüm ona ne babalar, adı evlat olan sözüm ona ne evlatlar gördüm. Babasını öldürüp cesedini ormanda yakan mı isterseniz? Evladını kolundan tutup sokağa atan mı? İşte devlet baba ile halk arasındaki ilişki biraz buna benziyor. Ne demiş büyük düşünür? ‘’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’’ Onun içinse insanın yaşamadığı bir toplumda devlet olmaz, olamaz. Devletin olmadığı yerde de insan yaşayamaz. Bundan dolayıda herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.

 

Sevki, sevilesin. Büyüt, yücelt ki yücelesin. Ne güzel sözler ama maalesef havada kalıyor. Devlet baba meclis kürsüsünden halkını dışlarsa, onları tehdit eder, kendi gibi düşünmeyenleri düşman gibi görürse olur mu? Tabiki de olmaz, çünkü iyi bir evladın olsun istiyorsan iyi bir baba olacaksın. Olmakta zorundasın neden derseniz? Toplumun en küçük bireyi çocuklar, temel taşıda kadınlardır. Erkeklerse bu ikisini bir araya getirenlerdir. Değilse zaten baba olamazlar. Kısacası bizim devlet baba ile aramız ne zaman çok iyi olur biliyor musunuz? Gelir dağılımında adalet sağlandığı zaman. Devlet baba, babalar günün kutlu olsun…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir